Bugün sensör bulunmayan tüm araçlardaki silecekler… Evet o yağmur hızlandığında hızını artırdığımız, düştüğünde yavaşlattığımız silecekler. Milyonlarca araçta kullanılan bu teknolojinin mucidi Robert W. Kearns ile tanışın. Amerikalı mühendis Robert W. Kearns, ailesiyle yağmurlu bir günde yaptığı bir yolculuk sırasında aracın sileceklerinin sürekli çalıştığını fark etti. O güne kadar herkes için olağan olan bu durum, Kearns’ın dikkatini çekti. Silecekler, yağmur hızlı veya yavaş yağsa da aynı hızda çalışıyordu. Kearns, otomatik silecek mekanizması tasarlamayı hayal etti. Farklı direnç ve kondansatör kombinasyonlarıyla istediği zaman sabitlerini elde ettikten sonra, bu icadı silecek motorlarıyla birleştirerek, günümüzde kullandığımız kademeli çalışan sileceklerin ilk prototipini ortaya çıkardı.
Robert Kearns, icadının patentini 1 Aralık 1964'te aldı ve tanıtmak amacıyla otomotiv devi Ford'a gitti. Ford'un yetkilileri, Kearns'ın icadından oldukça etkilenmişti. Ford yetkilileri sistemi satın almak istediler. İcadının ne kadar büyük olduğunun farkında olan Kearns, üretimi kendisinin yapmak istediğini belirtti. Ford, satışlardan pay almak şartıyla bu fikre sıcak baktı ve iki taraf anlaşmaya vardı. Robert Kearns, icadının patentini 1 Aralık 1964’te aldı. Ancak, bu patentin gelecekte karşılaşacağı sorunların başlangıcı olabileceğini bilmeden, üretim için finansman sağlamak amacıyla krediler aldı ve çalışmalara başladı.
Zamanla, Ford, Kearns'ın randevu taleplerine yanıt vermemeye ve iletişim kurmamaya başladı. Kearns’ın ısrarı üzerine, Ford yetkilileri onunla yaptıkları anlaşmadan vazgeçtiklerini ve artık sileceklerle ilgilenmeyeceklerini bildirdiler. Yaşanan olayların üzerinden 18 ay geçtikten sonra, Kearns, Ford’un düzenlediği bir otomobil fuarına katıldı ve büyük bir şok yaşadı. Aylar önce reddedilen icadı, fuarda sergilenen Ford’un yeni otomobiline eklenmişti. Ertesi gün, durumu görüşmek için Ford’un ofisine giden Kearns, yetkililerle bir toplantı ayarladı. Ancak, henüz durumu tam olarak kavramadan, hayatının ikinci büyük şokunu yaşayacaktı. Ford yetkilileri, Kearns’ın tasarımını kullanmadıklarını, kendi geliştirdikleri bir sistemle aynı sonuca ulaştıklarını, ayrıca Kearns’ın icadının yeni bir şey sunmadığını, daha önce bulunan direnç ve kondansatörleri birleştirdiğini ifade ettiler.
Kearns, elindeki patentle birlikte mahkemeye başvurdu ve Ford’a patent ihlali davası açtı. Kearns yalnızdı, fakat Ford’un yanında bir avukat ordusu vardı. Bu dava tam 12 yıl sürdü. Davanın devam ettiği süreçte, bir başka kötü haber de Kearns’ü bekliyordu; Chrysler da onun tasarımını izinsiz bir şekilde arabalarında kullanmaya başlamıştı. Bu nedenle Kearns, Chrysler’a da patent davası açtı ve bu dava da tam 10 yıl sürdü. Yıllar süren hukuk mücadelesi sırasında, dava masrafları ve borçları yüzünden büyük zorluklar yaşadı.
1990 yılında sonuçlanan Ford davasında, mahkeme Ford’un patenti ihlal ettiğine fakat bunun kasıtlı olmadığına karar verdi. Jüri, tazminat miktarında başta anlaşamadı, sonrasında Ford’un Kearns’a 6.3 milyon dolar ödemesine karar verildi; fakat yargıç, bu miktarı 5.2 milyon dolara düşürdü.
Kearns, mahkemede haklı bulunmasını sağlayan zekice bir savunma geliştirdi. Ford, yargıca kondansatör ve direncin Kearns’a ait olmadığını ve bu nedenle patentin geçersiz olması gerektiğini iddia etti. Davaya Charles Dickens’ın "İki Şehrin Hikayesi" adlı kitabıyla katılan Kearns, savunma sırasında kitabı yargıca uzattı ve okumasını istedi. Yargıç kitabı daha önce okuduğunu söylediğinde, Kearns davayı sonuçlandıracak şu etkileyici sözleri söyledi: “Sizin de beğendiğiniz bu kitapta, daha önce hiç kullanılmamış kelime yok. Ancak bu hikayeyi başka hiç kimse, Charles Dickens gibi yazamaz. Dickens, elindeki unsurları kullanarak yenilik yarattı. Tıpkı mucitler gibi…” Kearns’ın bu savunması, davanın lehine sonuçlanmasını sağsladı. Dava sonunda açıklama yapan Kearns, paranın önemli olmadığını, haklarını korumak için bu uzun hukuk mücadelesine devam ettiğini ifade etti.
Yıllarını hak mücadelesine adayan Kearns, aslında onurunu kazanmıştı. Haklı olmasına rağmen, hayatında pek çok şeyi kaybetmişti. Kearns, 2005 yılında beyin kanserinden dolayı hayatını kaybetti. Kearns’ın yaşamını konu alan "Zeka Pırıltısı (Flash of Genius)" filmi, tüm bu olayları etkileyici bir şekilde özetliyor.